NAHL Suresi 2. ayeti dinle
  • 16/NAHL - 2

يُنَزِّلُ الْمَلَائِكَةَ بِالرُّوحِ مِنْ أَمْرِهِ عَلَىٰ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ أَنْ أَنْذِرُوا أَنَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا أَنَا فَاتَّقُونِ
Yunezzilul melâikete bir rûhi min emrihî alâ men yeşâu min ibâdihî en enzirû ennehu lâ ilâhe illâ ene fettekûni.
Kullarından dilediği kişinin üzerine “Benden başka ilâh yoktur.” tarzında uyarmaları için melekleri, emrinden ruh ile beraber indirir. Öyleyse Bana karşı takva sahibi olun (ruhunuzu ölmeden evvel Bana ulaştırın).

1.yunezzilu: indirir
2.el melâikete: melekler
3.bi er rûhi: ruh ile
4.min emri-hi: onun emrinden
5.alâ: üzere, e
6.men yeşâu: dilediği kimse(ler)
7.min ibâdi-hi: kullarından
8.en enzirû: uyarmaları (için), uyarsınlar diye
9.enne-hu: onun ... olduğu
10.lâ ilâhe: ilâh yoktur
11.illâ: başka
12.ene: ben
13.fettekû-ni (fe ittekû-ni): öyleyse, bana karşı takva sahibi olun (ruhunuzu ölmeden evvel bana ulaştırın)


AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm
Âyette, arşı tutan melekler ve devrin imamından ve bir tövbe merasiminin neticesinden bahsediliyor. "Kullarından dilediği kişinin üzerine" dediği kişi, Allah'a ulaşmayı dileyip de Allah'tan 12 tane ihsan alarak mürşidine ulaşan ve tâbî olan bütün insanların üzerine Allahû Tealâ, arşı tutan meleklerle devrin imamının ruhunu beraber gönderir. Burada "melekler" ve "ruh" olarak geçmektedir.

Mu'min Suresinin 15. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ'nın söylediği devrin imamının ruhu kişinin başının üzerine gelir:

40/MU'MİN-15: Rafîud deracâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzira yevmet telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah’a ulaşmayı dilediği için Allah’ın da Kendisine ulaştırmak istediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah’a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah’ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.
Bu âyette, Allahû Tealâ Kendisinden başka İlâh olmadığı konusunda da insanları uyarmıştır. Devrin imamının ruhu kişiye ulaştığı zaman: “Şimdi sana tebliğ edeceğim emri Allah'tan aldım. Bunun için buradayım. Kendisinden başka İlâh olmayan Allah'a ulaşma günün geldi. Allah'tan aldığım emir gereğince hitap ediyorum. Sadece bu emir sebebiyle sen vücuttan ayrılabilirsin.” diyor.

Nebe Suresinin 38. âyet-i kerimesi gereğince evvelâ meleklerle beraber ruh gelir:

78/NEBE-38: Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ(sevâben).
O gün, ruh (devrin imamının ruhu) ve (arşı tutan) melekler, saf saf hazır bulunurlar. Rahmân’ın kendisine izin verdiği kişiden başka kimse konuşamaz. Ve (izin verilen) sadece sevap söylemiştir.
Bunu gerçekleştiren kişi Allah'a ulaşmayı dilediği zaman 3. basamaktadır ve âmenûlar takvasının sahibidir. Otomatik olarak 9. ve 10. basamağa gelmiş, 11. basamakta göğsünden kalbine yol açılmıştır. Allahû Tealâ'nın ona gösterdiği mürşidine ulaştığı zaman bu âyet-i kerime devreye girer. Arşı tutan melekler de devrin imamının ruhu da oradadır. Ve böylece kişi tövbe merasimini gerçekleştirince, mürşidine tâbî olduğu anda, Allah'a karşı takva sahibi olur (mü'minler takvası).